Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun Aydın Gazeteciler Cemiyeti’nin ev sahipliğinde yapılan 52. Başkanlar Konseyi Toplantısı’nda basının ve gazetecilerin sorunları tartışıldı, çözüm yolları arandı.
Türkiye’nin her köşesinden 150’den fazla medya mensubunun rekor bir katılımla hazır bulunduğu 4 günlük Aydın programı; Nazilli, Karacasu, Didim ve Kuşadası ilçelerinde yapılan etkinlikleri de kapsarken, gerçekleştirilen bir dizi konferans, toplantı ve istişareler sonunda yayınlanan “TGF 52. Başkanlar Konseyi Sonuç Bildirgesi”nde, son günlerde medyaya yönelik baskıların kaygı verici boyutlara ulaştığına vurgu yapıldı. “Basına Yapılan Baskılar Darbe Dönemlerini Aratmıyor” ana temasıyla adeta “TGF Aydın Deklerasyonu” niteliğinde yayınlanan Sonuç Bildirgesi aynen şöyle:
1- AYDIN’IN “3T”Sİ ÖNEMLİ
“Dağlarından Yağ, Ovalarından Bal Akan Şehir” diye bilinen, Ege’nin muhteşem tabiatına sahip kenti Aydın “3T” ile anılıyor. Ülkemizin Turizm/Tarım/ve Ticaret merkezlerinin başında gelen, Kurtuluş Savaşı’ndaki kahramanlığıyla da ” Efeler Şehri” olarak ünlenen Aydın’a, merkezi yönetimce gerekli destek sağlanmalı, mevcut ekonomik/sosyal potansiyeline daha fazla katkı konulmalıdır. Aydın halkının, bugünlerde gündemi belirleyen jeotermal enerjiye yönelik tepkisine mutlaka kulak verilmeli, yöreye özgü değerlerin kaybına yol açacak bu ve benzeri projelere daha bir ihtiyatla yaklaşılmalıdır.
2- ADALET TERAZİSİ SARSILMASIN
Ülkemizin 15 Temmuz’da yaşadığı kanlı darbe teşebbüsüyle uçurumun kenarından döndüğü acı bir gerçektir. Aynı hainliğe bir daha fırsat verilmemesi amacıyla köklü önlemlerin alınması, cesur kararların uygulamaya sokulması tabii ki gereklidir ve desteklenmelidir. Ancak bu önlemleri alırken ve cesaretli kararları hayata geçirirken hukuk içinde kalınmalı, adalet terazisini sarsacak yanlışlıklardan kaçınmalı, hepsinden önemlisi, geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarılarak, toplumda yeni mağduriyetler yaratılmasına neden olunmamalıdır.
3- BASIN GELECEKTEN KAYGILI
Nitekim son dönemdeki OHAL uygulamaları ile ne yazık ki doğrudan Türk basını hedef alınmakta, yeni KHK kararlarıyla yerelde ve genelde çok sayıda gazete, radyo, televizyon ve internet haber siteleri kapatılarak, büyük haksızlıklara sebebiyet verilmektedir. Bütün bunlara gazeteci ve yazarların adeta keyfi kararlarla gözaltına alınıp sorgusuz, sualsiz, üstelik avukat bulundurma hakları yasaklanarak tutuklanmaları da eklenince, toplumun her kesiminde, ülkemiz basınının geleceği açısından derin kaygılar yaratmaktadır. Basına yapılan baskılar, gazetecilere reva görülen zulümler, neredeyse darbe dönemlerini adeta aratır olmuştur.
4- ÖZGÜRLÜKLER YOK OLUYOR
TGF, herhangi bir yargı veya mahkeme kararı olmadan gazetelerin kapılarına kilit vurulmasının, el konulmasının veya yayın olanaklarının haksız, hukuksuz ve de mesnetsiz biçimde müsadere edilmesinin her zaman olduğu gibi karşısındadır. Bütün bu yanlış uygulamalar, Türkiye’de maalesef her dönemde tartışmalı durumda olan basın ve ifade özgürlüğünün tamamen ortadan kaldırılması tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koymaktadır. Basın ve ifade özgürlüğünün, bir ülkenin dünyadaki saygınlığının en önemli ölçüsü olduğu akıllardan asla çıkarılmamalıdır.
5- BİK KARARLARI VAHİM
Basın İlan Kurumu’nun(BİK) uygulamaları ise özellikle Anadolu basının istikbali açısından son derece vahimdir. Yerel gazetelerin aylarca, yıllarca çalışıp didinerek elde ettikleri, resmi ilan yayınlama hakları bir kalemde silinmekte, basın kuruluşları kapanmaya zorlanmaktadırlar. Yayın hayatlarına yeni başlayan gazete kurumları da, resmi ilan hakkı için gerekli olan bekleme sürelerini tamamlamalarına karşın, aynı şekilde keyfi kararlara kurban edilmekte, kendilerine süre uzatımı adı altında sudan bahaneler, yok yere engeller çıkarılmaktadır. İktidara yönelik en küçük eleştiri bile BİK için adeta ‘idam fermanı’ yayınlama sonucunu doğurmakta, ilgili gazetenin ipi derhal çekilmektedir. Yerel basında kaos ortamı yaratan son dönemdeki BİK kararlarının, ülkeyi karıştırmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürülmesine neden olduğu bilinmelidir. BİK Genel Kurulu’ndaki “Sözde 3 Anadolu Temsilcisi”nin de, yerel gazetelerin canına ot tıkayan bu idam kararlarının altında imzalarının olması ise mesleğimiz adına ayrıca ibret verici bir olaydır. Hiç kuşkusuz; menfaatlerinden başka hiç bir şeyi umursamayan, kerameti kendilerinden menkul bu kişilerin de mesleğe ihanetleri, Basın Tarihi’ne kara bir leke olarak geçmiştir.
6- BYEGM’DEN KEYFİ KARARLAR
Basın İlan Kurumu’ndaki basiretsizliğin benzeri, ne acıdır ki Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nde(BYEGM) yaşanmaktadır. Bir kalemde kapatılan medya kurumlarında, ekmeğini kazanmanın dışında başkaca bir amacı olmayan gazetecilerin basın kartları keyfi biçimde derhal iptal edilmekte ve meslektaşlarımız göz göre göre işsizlik girdabının içine itilmektedir. Cemaat yapılanmaları veya terör örgütleriyle uzaktan yakından ilgisi dahi bulunmayan gazetecilere yurt dışına çıkış yasağı konulmakta, haklarında herhangi bir yargı kararı bulunmaksızın, kendilerine potansiyel suçlu muamelesi uygun görülmektedir. Bu durum da ne üzücüdür ki, telafisi olanaksız mağduriyetlere yol açmaktadır. Geçmişte yaşanan büyük mağduriyetlerin hazin sonuçları henüz unutulmamışken, bu kez de bunlara yenileri eklenmektedir. Basın camiası, BYEGM’deki genel müdür değişikliği ile birlikte, bütün bu yanlışlıkların derhal ortadan kaldırılmasını beklemektedir.
7- TGF SİYASET ÜSTÜDÜR
TGF; ister FETÖ’cü, ister BÖLÜCÜ, ister PKK, ister İŞİD/DAEŞ/DEAŞ, ister SOL, ister SAĞ olsun, terörün ve teröristin her türünün/türlüsünün dün de bugün de karşısındadır. Ancak bilinmelidir ki; OHAL’e dayandırılarak üst üste çıkarılan KHK’lar marifetiyle yeni adaletsizlikler/haksızlıklar/hukuksuzluklar yaratılmasının da karşısındadır. Medeni dünya demokrasilerinde asla kabul edilemeyecek içerikler taşıyan KHK kararları, Türk basınını adeta cendereye sokmuş, vicdanlarda büyük yaralar açmaya başlamıştır. Siyasi yelpazenin herhangi bir kanadının asla sesi olmayan, sorunlara her daim ülke/toplum ve mesleki hassasiyetler açısından yaklaşmayı ilke edinen TGF, geçmişte mağduriyet oluşturan yanlışlıklara nasıl karşıysa, bugün yine aynı tavırı göstermektedir. Ve bilinmelidir ki; gelecekte de aynı duyarlılık içerisinde olacaktır.
8- YENİ BASIN YASASI ŞART
Mevcut Basın Yasası, değişen ve gelişen bu çağda, gazetecilik mesleğinin dört başı mamur düzenlenmesine artık olanak vermemektedir. Mesleğin tanımı yeniden yapılmalı, gazete kuruluşlarının oluşumundan, gazetelerin yayınına, gazetecilerin taşıması gerekli koşullardan, basın kartlarının dağıtımına, yayınlardan doğacak mağduriyetlerin nasıl giderileceğinden, yaptırım gücüne sahip olmaya kadar, tam yetkili ve nitelikli bir meslek odası yapılanmasına gidilmesi elzemdir. Bunun için İletişim Fakülteleri’nden oluşturulacak geniş kapsamlı bir akademik kurul ile de mutlaka iş birliği yapılmalıdır. Bu nedenle günümüz değişen şartlarına da haiz olacak yepyeni bir basın yasasının, TBMM çatısı altında tartışılarak hayata geçirilmesi şart olmuştur. Ülkemizin en yaygın/en deneyimli/en güçlü basın meslek örgütü olan TGF, bu amaçla Meclis’te kurulacak komisyona destek vermeye ve katkı koymaya hazırdır. Basın özgürlüğü de dahil olmak üzere tüm mesleki sorunların maksimum düzeyde çözümü ancak böylelikle mümkün olabilecektir. Kamuoyuna saygılarımızla.